17 Ağustos 2011 Çarşamba

Dibe vuran spor medyası

Olympiacos Volou adında bir takım tanıyor musunuz?
Tahmin ediyorum ki tanıyorsunuzdur. Eğer bu "şike" işine biraz bulaştıysanız Yunanistan'da bu suçtan yargılanıp mahkum edilen Olympiacos Volou takımının gelmişini geçmişini öğrenmişsinizdir.
Bilmeyenlere kısa özet geçeyim. Bu Volou Yunan ligini beşinci bitirip Yunanistan'ı Avrupa'da temsil etme hakkını kazanır. Ancak "alo" kelimesiyle başlayıp "görüşmek üzere" denerek kapatılan telefon kayıtlarının ve bankalarda yapılan resmi para transfer makbuzlarının ele geçmesi sonrasında bu takım şike suçlamasıyla karşı karşıya kalır. Ancak bu süreç zarfında Avrupa'da maç yapar, hatta tur atlar. Ama gün gelir ki, adalet Volou'yu yakalar. Yunanistan federasyonu şike suçunu belirlemiş ve ceza vermiştir.
Ve zurnanın zırt dediği yer...UEFA Volou'ya ne ceza verir, biliyor musunuz?
"Olympiacos Volou was excluded from this season's UEFA Europa League and awarded a further three-year ban from UEFA competitions, deferred for a probationary period of five seasons".
Görüldüğü gibi, Volou, Türk spor medyasında yansıtıldığı ya da birçok yorumcunun köşelerinde altını çizdiği gibi ne beş yıllık bir uzaklaştırma ile ne de beş senede üç kereye mahsus uygulanacak bir ceza ile karşı karşıya kalmış.
Volou'cuk sadece bu sene için ceza almış. Ama beş sene içinde bir yaramazlık yaparsa üç yıllık bir ceza ile karşı karşıya kalacakmış.
Normal şartlar altında bu yanıltma "bu cahil cühela takımından daha iyi bir iş beklemek abesle iştigal olurdu" diye yorumlanıp hata kategorisine konulabilirdi.
Ama Fenerbahçe'nin son kırkbeş günde karşı karşıya kaldığı itibarsızlaştırma, yargısız infaz ve histerik linç ortamını düşündükçe, bu yapılanın masum bir hata değilde, spor medyasının federasyondan kendilerini orgazm edecek bir karar çıkmadığı için yaşanan hayalkırıklığı sonrasında, "aba altından sopa göstermek" amacıyla yapılan bir manipulasyon olduğunu düşünmek bir kötüniyet göstergesi mi olur?
Yoksa bu aslında gerçeğin ta kendisi midir?
Siz spor yazarları ve yorumcuları. Sizler kendi çıkarlarınız için resmi UEFA sayfasında yayınlanan bir haberi manipule edebilecek kadar Fenerbahçe nefreti, Aziz Yıldırım kini ile zıvanadan çıkmışsınız.
Ve zavallı bizler, futbol takipçileri. Spor medyasından aldığımız derslere bakın...Eğer bir haber "öğrenildi", "bildirildi" gibi edilgen yüklemle bitiyorsa o habere güven olmaz. Eğer bir haberin altında muhabir imzası yoksa, itibar edilmez. Ya da transfer haberlerinde genellikle gazeteler menajerler tarafından manipule edilir, inanılmaz.
Ve en sonunda resmi sitelerde çıkan bilgilendirmeler, gerçekler itina ile çıkar ve hırslar doğrultusunda manipule edilir.
Pekiyi, biz sizin neyinizi okuyup, neyinize inanacağız? Bu futbol kirliyse, sizi afedersiniz bok götürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder