31 Ağustos 2012 Cuma

Bir sene sonra, iki sene once

Ayaktopu'na son cumleleri en son 23 Agustos 2011 gunu dokmusum. Yasandigindan beri yazmaya mecal birakmayan 24 Agustos sokundan bir gun once...

Hani su anda Galatasaray Sportif CEOsu koltugunda oturan Lutfi Aribogan'in, Mehmet Helvaci adindaki kardesi Galatasaray eski Yonetim Kurulu uyesi olan sozumona bir avukatla beraber ilkesiz, durussuz ezik bir Federasyon Baskaninin kotu niyetini, koltuk hirsini kullanarak TFFyi bir mustemleke ulkesi kurumu haline getirmekten hic gocunmadan, Fenerbahce'yi Sampiyonlar Liginden men ettigi gun.

Gonul isterdi ki bugun, Ayaktopu'nu tekrar hayata dondururken, "nerede kalmistik" diyebilelim. Bir senelik sureci yasanmamiscasina geride birakmis olabilelim.

Diyemedik. Geride birakamadik.

Cunku 23 Agustos 2011 gunu "3 Temmuz kahramanlari" arasinda gosterdigimiz, "takimi dusursen de artik agzimizi acamayiz" dedigimiz Aykut Kocaman' in iki sene once yendigini sandigimiz hastaligi depresiverdi.

Ne kadar ilginc degil mi? O son yazimizda sanki bugunleri gorurmus gibi bir rezerv yapmisiz Aykut'a destegimizi gosterirken. "Alex'le ugrasma"...

Ugrasti. Detaylara takilmadan sunu soylemek isterim ki su satirlarin yazari icin Alex'in disindaki kisiler teferruattir. Alex digerlerinin oldugundan cok daha benim kafama, benim hayata bakisima, felsefeme yakin bir insandir. Tweet olayinda yanlis yapmis olsa da yaptiginin bir macta 85 dakika tekmelenen futbolcunun "yeter ulan artik" diye horozlanip, hakemden kart gormesinden farki yoktur. Opportunism nedir bilir misiniz?

Fenerbahce'nin bugun Sampiyonlar Ligi kurasi cekilmeliydi. Cekilemediyse bu sefer nedenleri camia disi kurulan tuzaklarda degil, kendi paranoyalarimizda, bos inatlasmalarimizda, eksik yonetim kapasite ve EQ seviyelerimizde aramamiz gerekmektedir.