11 Ağustos 2010 Çarşamba

İspat edilmemis başarısızlık sendromu

Fenerbahçe'de 2003-2008 yılları arasında teknik direktörlük açısından nispeten sağlanmış istikrar, 2008 yılında Zico'nun gönderilmesi ile yerini, aynen Aziz Yıldırım'ın ilk dönemlerinde olduğu gibi, yeni bir istikrarsızlık dönemine bıraktı. Ve belki de Aragones dışında Fenerbahçe'den kovulan ya da sözleşmesi uzatılmayan (artik ne kulp takılıyorsa), her teknik direktör geride soru işaretleriyle ağızlarda buruk bir tad bırakıyor.
Bu soru işaretlerinin iki tane nedeni var. Birincisi gelen kesinlikle gidenden daha güçlü, camianın tartışmayacağı şekilde kendini ispatlamış bir isim olmuyor. Fenerbahçe'nin taraftarını mutlu edecek, 2003 yılında Daum'da olduğu gibi gözü kapalı destek verecek bir teknik direktör getirmesine Aziz Yıldırım başkan olduğu sürece imkan yok. Çünkü Başkan'ın ne çalışma tarzı böyle bir teknik direktöre uygun, ne reputasyonu böyle bir teknik direktörü ikna etmeye elverişli ne de transfer becerisi o kadar yüksek. Zaten Aziz Yıldırım'ın böyle bir egoyu takımın başına getirme isteği olduğunu da düşünmüyorum.
Her ayrılan teknik direktörün ortaya yeni soru işaretleri getirmesinin bir diğer nedeni ise, bunu gene Aragones'i dışlayarak söylemeliyim, giden teknik direktörün başarısız olduğunun taraftar nezdinde tamamıyla ispatlanmamış olması. Son derece kısıtlı bir kadroyla ve gelen şanssız sakatlıklara rağmen Fenerbahçe'ye zaman zaman mükemmel futbol oynatmış, takımı 1989 Fenerbahçe'sinden sonra Türkiye tarihinin en güçlü kadrosuna kafa tutar hale getirmiş Low başarısız mıydı? Ligin ilk dort haftası sonunda ligin en çok puan toplayan teknik direktörlerinden biri olan Rıdvan, ilk geldiği sene takımı şampiyon yapmış, ikinci sene liderin üç puan gerisinde kalmış Mustafa Denizli gönderilirken başarısız mıydı? 30 sene sonra Fenerbahçe'ye çifte şampiyonluk kazandırmış ama üçüncü sene tamamıyla yönetimin başedemediği saha dışı faktörleri nedeniyle şampiyonluğu son hafta bırakmış Daum başarısız mıydı? Zico'yu hiç saymıyorum bile. Aziz Yıldırım'ın göz göre göre yaptığı en büyük hatanın Zico'nun mükemmel bir Avrupa bilançosundan sonra Galatasaray'ın gerisinde kaldı diye "sözleşmesinin yenilenmemesi"(!) olduğu konusunda herkes mutabıktır herhalde.
Geçen sene içinde aynı şeyi düşünmüyor muyuz? Eğer Daum devre arasında ayrılan iki ilk 11 futbolcusunun yerine ve orta sahaya transfer istemişse, bu transfer isteği Aykut ve Aziz Yıldırım tarafından engellenmişse, üstüne üstlük takımın en iyi golcüsü olmadık hukuki meselelerle kavga ortamına sokulup Aziz Yıldırım tarafından ilk 11 vetosu yemişse, şampiyonluğun kaçmasında "teknik" olarak Daum'u ne kadar sorumlu tutabiliriz? Bir sene önce UEFA Kupası finali oynanmadan önce UEFA yetkililerinin stadın çimiyle ilgili uyarı ve çözüm önerilerini umursamayıp Fenerbahçe'yi ligin en kritik döneminde balçık tarlasında oynamaya mahkum eden Fenerbahçe Yönetimi'nin kaçan şampiyonlukta payı yok mudur? Daum'un kendisini engellemeye çalışan faktörlere rağmen oynattığı iki finali başarı olarak yorumlamak çok mu abesle iştigal olur?
Fenerbahçe'nin problemi teknik direktörler değildir. Fenerbahçe'nin problemi her teknik direktör değişikliğinin takımı geriye götürdüğünü göremeyen yönetimdir. Takıma gerek direkt müdahale ederek, gerek teknik direktöre "teknik" destek vermek yerine, Azizsilin desteği vermeyi tercih ederek, teknik direktöre sağlıklı çalışma ortamını sağlamaktan imtina eden Fenerbahçe yönetimi Fenerbahçe'nin en önemli problemidir.
Aziz Yıldırım'ın müdahaleleri ve "ben futbolu bilirim" egosu ile teknik direktöre yeterli teknik destek vermemesi nedeniyle Fenerbahçe taraftarı ayrılan teknik direktörlere gönül rahatlığıyla "bu adam başarısız oldu" diyemiyor. Bunu diyemediği için yeni gelen teknik direktör karşısında güvensiz bir ortam buluyor. Gelen teknik direktör belki de gidenin "doğru" metodlarından, sisteminden "denenmiş, olmamış" diye uzak duruyor. Sonuçta Fenerbahçe teknik direktörün başarısızlığını sağlıklı ölçümleyecek bir sistem olmadığı için dön babam dönüyor.
Çözüm çok açık değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder