29 Ağustos 2010 Pazar

"Bes yilda bir"...

Bu "bes yilda bir" söylemi ilk olarak Fenerbahçe'nin Young Boys ile oynadığı ve Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe 1-0 yenikken Alex'i oyundan aldığı maçtan sonraki basın toplantısında ortaya çıktı.
Bir muhabirin Alex'in oyundan çıkması ile ilgili sorduğu sorudan sonra, Kocaman konuya "Fenerbahçe son beş yılda bir kere şampiyon oldu" diyerek başlayınca belki de Alex konusundaki tutumunu da ağzından kaçırmış oldu.
Ve bu "beş yılda bir şampiyonluk" söylemi benim de içinde bulunduğum bir grup Fenerbahçe'liyi kızgınlıktan çatlatırcasına hala devam ediyor. Üstelik medyadaki "yandaş" takımı da bu söylemin üzerine mal bulmuş mağribi diye atlayınca, gerek gazete köşelerinden, gerek TV kanallarından bu demogoji ile doldurulmuş söylemin yüzümüzde patlamadığı tek bir gün bile kalmadı.
Tabii Alex'i kötüleyip taraftarla karşı karşıya getirmek için Aykut Kocaman tarafından ortaya atılmış bu söylemin, Fenerbahçe PAOK'a elenip, Lorant zamanından beri Avrupa'ya ilk defa Ağustos ayında veda etmesiyle birlikte, bütün yaldızları döküldü.
Hayır, dürüst, belden aşağıya vurmaktan kaçınmaya çalışan her teknik direktörün yapması gerektiği gibi Alex'in beş yılda bir değil, altı yılda iki şampiyonluk kazanmasından bahsetmeyeceğim. Bu basit ve bence etiksel olarak yanlış istatistik manipulasyonunun günahını teknik direktörümüz Aykut Kocaman'ın, Başkan'ımız Aziz Yıldırım'ın ve medyadaki "yandaş"larının omuzlarına bırakıyorum.
Ben şu meşhur beş yıla bir göz atmak istiyorum. Bu beş yılın üçünde Fenerbahçe ligde son haftaya lider, birinde ise son hafaya ikinci ama matematiksel olarak şampiyonluktan ümitli girmiş. Bir şampiyonluk, üç ikinciliği var. Üç kere kupa finaline çıkmış. Bu beş yılın üçünde Fenerbahçe Şampiyonlar Liginde oynamış. Bu üç yılın ikisinde bu lige önelemeden çıkarak kendine gruplarda yer bulmuş, birinde direkt katılmış. Geri kalan iki senede ise UEFA ya da Avrupa liginde gruplarda oynatıp tur atlamış. Bu çıkışlardan biri de "yandaş"ların "grupta bir Alman, bir İtalyan, bir İngiliz, bir İspanyol bir de futbola Fransiz var" diyerek ilk günden teslim olup işi alaya vurdukları bir grupla yaşanmış.
Fenerbahçe Aykut Kocaman'ın aşağıladığı son beş senede üç kere Avrupa'da baharda maç yapmış, ey ahali...Zaten 100 yıllık tarihinde baharda Avrupa'da toplam dört kere maç yapan bir takımdan bahsediyoruz.
Derbi maçlara girelim mi? Bu meşhur beş senede Fenerbahçe kaç derbi maçına çıkmış, kaç kere kazanmış, kaç kere kaybetmis hesabını yapalım mı sevgili Kocaman ve "yandaş"ları...?
Fenerbahçe'nin son beş senesi Aykut Kocaman'ın ağzında çiklet gibi çiğnenip, küçümsenecek, başarısızlık örneği olarak gösterilecek bir period değildir. O bes sene içinde Aykut Kocaman her türlü imkanın verildiği Ankaraspor'da, o takımı ligde ilk ona sokmaya çalışırken, kendi jenerasyonundan Tolunay'lar, Bülent Uygun'lar takımlarına farklı kulvarlarda başarılar kazandırıyor, Fenerbahçe ise Stamford Bridge'de ahlar ve vahlar arasında Şampiyonlar Ligi yarı finali ıskalıyordu.
Hani, bu sene Aykut Kocaman nedeniyle göremeyeceğimiz, Avrupa maçlarında Kadıköy'de Maraton üst tribününde bir pankart açılır...
"Herkes haddini bilecek"...
Biz Kocaman'la Kocaman'ın beğenmediği o beş seneyi çok ararız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder