15 Temmuz 2010 Perşembe

Platini'nin Turk futboluna başka bir kazığı

Hayir, yukarıdaki başlıkla 2016 Avrupa Şampiyonası'nın Fransa'ya peskeslenmesinden bahsetmiyorum. Platini'nin Türk futboluna kamuoyunun gözünden kaçan başka bir zararı oldu.
Platini geçen sene Şampiyonlar Ligi'ne katılım kurallarını değiştirip bizim gibi UEFA sıralamasında second tier diyebileceğimiz ülkelerin lig ikincilerinin ŞL Grup kademesine yükselme ihtimalini iyice azalttı. Geçen sene lig ikincimiz Sivasspor olunca hem tiraj nedeniyle hem de daha ilk turda madara olduğu için kamuoyu değişen sistemin lig ikincilerimiz için nasıl bir dezavantaj yarattığını çok anlayamadı.
Eski sisteme göre Lig şampiyonumuz bir, Lig ikincimiz iki öneleme turu oynuyordu. Bu öneleme turlarında genellikle Lig ikincimiz ilk turda seribaşı olup çok kolay bir kura çekip rahatlıkla ikinci öneleme turuna kalabiliyordu. Bu turda da orta karar bir Avrupa puanı toplamış olan takımlarımız gene seribaşı pozisyonunu alıp ikinci öneleme turunu da nispeten kolay denebilecek takımlarla oynayabiliyordu. Seribaşı olamasa bile takımlarımıza eleme turunda İngiltere, İspanya, İtalya ve Almanya liginden önelemeye katılan bir takım denk gelmezse gene yolumuza devam edebiliyorduk. Mesela Fenerbahçe CL çeyrek finalini oynamadan önce seribaşı olan Anderlecht'i elemişti. Tabii gene Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev'le, Galatasaray'ın Steau ile olduğu gibi yol kazaları olmuyor değildi. Ama sonuçta en az bir, sıkçada iki takımımız ŞL gruplarına katılabiliyordu.
Platini geçen sene sıralamada daha geride kalan third tier ülkelerden oy toplamak pahasına, bir üst kademedeki ülkelerin ikincilerini ateşe attı. Öneleme oynayacak takımları iki gruba ayırdı. Şampiyonlar ve Şampiyon Olamayanlar. Bu iki pot arasında geçişme yok. UEFA Puanı bizim altımızda kalan ülkelerin şampiyonları ellerini kollarını sallaya sallaya gruplara kalırken, daha güçlü ülkelerin saygıdeğer ikincileri birbirlerini ezmekle meşgul hale geldiler. Mesela bu sene 27,000 puanlı Sparta Prag ve Hapoel'in seribaşı olma avantajlarını kullanıp Litex Lovetch, Partizan gibi takımlarla eşleşerek gruplara kalma olasılıkları yüksekken 54,890 puanlı Fenerbahçe'nin seribaşı olamayıp Sevilla, Werder Bremen ve Tottenham gibi takımlarla eşleşip gruplara kalamaması sürpriz olmayacak.
Bizim gibi second tier ülkelerin şampiyonlarının ise gruplarda yeri garanti. Ama bu ülkelerin takımları kalburüstü oldukları ve yüksek UEFA Puanları kazanmış oldukları için eski sistemle kendilerini zaten gruplara atabiliyorlardı. Sonuçta bizim gibi ülkelerin ikinci takım çıkarabilme olasılığı dibe indirilerek bu olasılık üçüncü tier ülkelerin şampiyonlarına devredildi.
Yeni sistemin bir etkisi de son iki torbanın, özellikle dördüncü torbanın iyice yumuşamış olması. ŞL artık Best of the Best'lerin rekabet ettiği bir turnuva olma durumundan çıktı. Bunu şöyle bir örnekle destekleyebiliriz. Geçen sene yeni sistem uygulandıktan sonra dördüncü torbaya giren sekiz takımın UEFA puan ortalaması 12,182, medianı 11,787 puandı. Üç sene önce Fenerbahçe'nin de bulunduğu dördüncü torbadaki takımların UEFA puan ortalaması 39,734 puan ile geçen senekinin üç mislinden fazla, medianı ise 40,570 puan ile geçen seneki baremin dört misline yakındı. Üçüncü torbada da belli bir yumuşama sözkonusu. Geçen sene şampiyon Beşiktaş 32,445 puanla kendine üçüncü torbada yer bulurken, bu puan üç sene önce eski sistemle düzenlenen turnuvada dördüncü torbanın en düşük puanlı takımına tekabül ediyordu.
Yarınki kuradaki Fenerbahçe'nin olası rakipleri bir başka blog konusu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder